SGK İŞÇİYİ MEZARDA EMEKLİLİĞE MECBUR EDİYOR ?
Kayıtdışı İstihdama Ceza Yok
Kayıtdışı istihdam ülkemizin karşı karşıya olduğu en büyük sorundur. Çalışanların sosyal güvencelerini engelleyerek vergi ve sigorta primi kaybına yol açtığı gibi, işverenler arasında da haksız rekabete yol açıyor. Sigorta prim oranları düşürülmeli ve bunun karşılığında da aynı zamanda işverenlere de sigortasız işçi çalıştırma cezası uygulanmalıdır.
Sosyal güvenlik sistemimizde kayıt dışı (sigortasız) işçi çalıştırmaya ilişkin herhangi bir cezai müeyyide bulunmamaktadır. Mevzuatta düzenlenen idari para cezaları tamamen prim belgelerinin ve bildirgelerin (işe giriş bildirgesi ,işyeri bildirgesi, aylık prim ve hizmet belgesi) verilmemesine ilişkindir. Mevcut prim belgesi verilmemesine yönelik uygulanan idari para cezalarına ek olarak ayrıca kayıtdışı çalıştırıldığı tespit edilen her bir sigortalı ve her bir ay için caydırıcı bir idari para cezası getirilmeli ve tekrarı halinde ceza bir kat artırılmalıdır. Böylece kayıt dışı istihdamla mücadele konusunda önemli bir sistem kurularak işverenlerin prim yükünün azaltılması mümkün olacaktır.
Çalışma Müşavirliği kurulmalı
Özellikle kayıtdışı istihdamla mücadele ve işyerlerinde çalışma ve sosyal güvenlik hukuku işlemleri konusunda “yeminli çalışma müşavirliği” kurulması uygun olacaktır. Böylece hem işverenlerin inşaat ve ihale konusu işlerle ilgili teminat çözümleri kolaylaşacak, hem de işverenlere mevzuat konusunda rehberlik ve danışmanlık hizmetleri verilebilecektir.
Reform, kayıtdışını teşvik edecek
Kurumun denetim ve kontrolle görevli yaptıkları denetimlerde sigortasız çalıştırıldığını veya sigorta gün sayılarının eksik bildirildiğini tespit ettikleri sigortalıların geriye yönelik hizmetlerinin veya prime esas kazançlarının, en fazla tespitin yapıldığı tarihten geriye yönelik bir yıllık süreye ilişkin kısmı dikkate alınabilecek. Bu da kayıtdışı istihdamı teşvik edecek.
İşçi olarak da çalışan Bağ-Kur’lulardan SSK primi alınmayacak
Halen mevzuatımıza göre, Bağ-Kurlu statüsünde prim ödeyenler, bu sigortalılıkları devam ederken iş sözleşmesine tabi çalışmaları durumunda kendilerinden prim alınmamaktadır. Çünkü istisna kapsamındadır. Oysa bu kişi bir iş kazasına uğradığında mağdur olmaktadır. Bu nedenle bu şekilde Bağ-Kurlu statüsünde iken hizmet akdiyle bir başka işyerinde çalışanlardan Bağ-Kurlu primine ek olarak hizmet akdiyle çalıştığı her bir işyerinde ayrıca kısa vadeli sigorta primi alınması ve iş kazası ve meslek hastalığı yardımı yapılması gerekmektedir. Bu şekilde ek prim de alınmış olacaktır.
Yıpranma Payı Kalkıyor
Bugüne kadar bu haktan faydalandırılan basın ve gazetecilik iş yerlerinde iş ve basın kanununa göre çalışanlar, hava yolları uçuş personeli, lokomotif makinistleri, infaz koruma memurları, posta dağıtıcıları, TRT'de haber hizmetinde çalışanlar, Devlet Tiyatrosu sanatkarları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın şef ve üyelerinin fiilî hizmet süresi zammı hakları kaldırılmaktadır. Bu kişiler için kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kazandıkları süreler emeklilik yaşından düşecek.
Kanuna göre, TSK, emniyet ve MİT mensupları ile dalgıçlar, radyoaktif maddelerle yapılan işlerde çalışanlar, asit üretimi yapılan yerlerde, demir ve çelik fabrikalarında ve kurşun izabe fırınlarında çalışanlara bir yılda 90 gün fiili hizmet zammı verilecek.
Kurşun ve arsenik işleri, cam fabrikaları, çimento fabrikaları, kok fabrikaları ve termik santralleri, alüminyum fabrikaları, döküm fabrikaları ile itfaiye ve yangın söndürme işlerinde çalışanlar ise 60 günlük fiili hizmet zammından yararlanacak.
Fiili hizmet zammından yararlanmak için belirtilen iş kollarında en az 10 yıl (3600 gün) çalışma koşulu aranacak. Yer altında çalışanlarda ise bu süre 5 yıl (1800 gün) olacak.
Yer altında çalışanlar hariç, fiili hizmet zammı almaya hak kazananların süreleri, 3 yılı geçmemek üzere emeklilik yaş hadlerinden indirilecek. Daha önce bu düzenleme, 5 yıl olarak uygulanıyordu.
Reformdan Sonra İlk Defa Çalışamaya Başlayanların Emeklilik Sonrası Çalışması Kaldırılıyor
5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olan kişilerden yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra 5510 sayılı Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilecektir. Bu düzenleme ile, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olan kişilerden yaşlılık aylığı bağlananların sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaları kaldırılmaktadır.
Reformdan Sonra İşe Girenlerin Emeklilik Yaşı Artıyor
Sosyal güvenlik reformu yürürlüğe girdikten sonra;
1 Ocak 2036 ile 31 Aralık 2037 tarihleri arasında kadınlarda 59, erkeklerde 61;
1 Ocak 2038 ile 31 Aralık 2039 tarihleri arasında kadın için 60, erkek için 62,
1 Ocak 2040 ile 31 Aralık 2041 tarihleri arasında kadınlarda 61, erkeklerde 63;
1 Ocak 2042 ile 31 Aralık 2043 tarihleri arasında kadınlarda 62, erkeklerde 64;
1 Ocak 2044 ile 31 Aralık 2045 tarihleri arasında kadınlarda 63, erkeklerde 65;
1 Ocak 2046 ile 31 Aralık 2047 tarihleri arasında kadınlarda 64, erkeklerde 65 yaş yaş olarak uygulanacak. Kadın ve erkeklerde 2048 yılından sonra emeklilik yaşı 65'de eşitlenecek.
Ancak, reformdan sonra işe girenlerde 2036 yılına kadar yaş koşulu değişmemekle birlikte prim gün sayısı 7000 gün sayısı her yıl 100’er gün artırılarak (7110, 7200, 7300… gibi) uygulanacak. Bu süre, 2028 yılında 9000'e ulaşacak. İlk defa 2028 yılında işe girecek olan bir sigortalının emekliliğinde 9000 gün prim ödeme şartı aranacak.
Yaşlılık aylığının hesaplanması değişiyor
5510 sayılı Kanun kapsamındaki 4/a ve 4/b (eski SSK ve Bağ-Kur’lular) ile ilk defa 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra 4/c (memur) bendine göre sigortalı olarak çalışmaya başlayanların yaşlılık aylığı, ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutar olarak hesaplanacak.
Ortalama aylık kazanç, sigortalının her yıla ait prime esas kazancının, kazancın ait olduğu yıldan itibaren aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, itibarî hizmet süresi ile fiilî hizmet süresi zammı hariç toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanan ortalama günlük kazancın otuz katı olacak.
Aylık Bağlama Oranı Düşüyor
Halen, SSK’da aylık bağlama oranı, 1999 ve öncesi dönem için 5000 göre yüzde 60 ve 5000 günden sonraki her 240 gün için yüzde 1 zamlı olurken, 2000 yılından itibaren ise sigortalının toplam prim ödeme gün sayısının ilk 3 600 gününün her 360 günü için % 3.5, sonraki 5 400 günün her 360 günü için % 2 ve daha sonraki her 360 gün için % 1.5 oranlarının toplamıdır.
Halen, Emekli Sandığı Kanununda emekli, adi malullük ve vazife malullüğü aylıkları, (a) fıkrasına göre tespit edilen rakamların her yıl Bütçe Kanununda tespit edilen katsayı ile çarpıhması sonunda bulunacak tutarın fiili ve itibari hizmet toplamı 25 yıl olanlara % 75'i, 25 yıldan az olanlara her tam yıl için % 1 eksiği, fazla olanlara da her tam yıl için % 1 fazlası üzerinden bağlanır.
Halen, Bağ-Kur Kanununda; Aylık bağlama oranı, 1999 ve öncesi dönemi için 25 yıla göre yüzde 70 olup, 25 yıldan fazla her yıl için yüzde 1 zamlı iken 2000 ve sonrası için sigortalının toplam sigortalılık süresinin ilk on tam yılının her bir yılı için %3,5, takip eden onbeş tam yılın her bir yılı için %2 ve yirmibeş yıldan fazla her bir tam yıl için %1,5 oranlarının toplamıdır.
Sosyal Güvenlik Reformu ile hem aylık bağlama oranı düşürülüyor, hem de tavan getiriliyor. Mevcut yasalardaki oranlar daha yüksek, hem de memurlarda yüzde 100 işçi ve esnafta tavan sınırlaması yok. Aylık bağlama oranı, sigortalının malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanacak. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınır. Ancak aylık bağlama oranı % 90'ı geçemeyecek.
Gelişme Hızının Sadece Yüzde 30’u Emekli Aylığı Hesabında Dikkate Alınacak
Halen yürürlükteki mevzuata göre, SSK ve Bağ-Kur’da sigortalının aylık tahsis talebine kadarki döneme ait kazançları, “TÜFE+Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH)” formülünden oluşan katsayıya göre güncelleniyor. Yani TÜFE ve Gelişme Hızının (GH) yüzde 100’ü dikkate alınıyor.
Reformla birlikte, emekli aylıkları sadece bir önceki yılın TÜFE’si kadar artacak ama emekli aylığına esas ortalama kazancı belirlerken geçmiş yıl kazançlarını güncellerken GH’nin hepsi değil sadece yüzde 30’u dikkate alınacak olması emekli aylığına esas kazançların eskiye göre daha düşük olacağı anlamına gelmektedir.
Öte yandan, Güncelleme Katsayısının diğer kullanılacağı yer SSK ve Bağ-Kur’lular için reformun yürürlük tarihi için mesela 01.01.2009 günü için geçmiş kaç yıllık çalışmaları olursa olsun herkes için bugünkü sisteme göre belirlenen kısmi emekli aylıklarının, kişinin emekli olacağı güne kadar güncellenmesidir. İşte burada da güncelleme katsayısında GH’nin yüzde 75’inin dikkate alınmaması, kazanılmış haklara dokunmaktadır. Çünkü, eski sisteme göre hesaplanan aylıklar yeni sisteme göre güncellenecektir. Güncellenen aylıklar da GH’nin yüzde 75’i kadar her yıl düşecektir. Mesela 2010 yılı Gelişme Hızı yüzde 10 olursa, emekli aylıkları o yıl yüzde 7,5 oranında düşecektir. Bu da kazanılmış haklara dokunmaktır, çünkü eski sisteme göre hesaplanan aylıklar yeni sisteme göre güncellenecektir.
COPRİGHT YUNUSEMRENET